Yazının başlığını bile bulmak için yarım saattir düşünüyorum ne desem az gelir Anna Wintour'a... O The Devil Wears Prada'nın galasında Prada giyecek kadar cesur,yanındakileri canından bezdiricek kadar diktatör ama eğer işlerinde başarılı olurlarsa onları en iyi yerlere getirmek için yapmayacağı şey olmayan tatlı mı tatlı(!)bir editördür.
En bilindik lakapları demir leydi,nükleer wintour,buz kraliçesi,moda hitleri :)
Yanında çalışan asistanının kitabında bahsettiği gibi; her sabah ofise geldiğinde kahvaltısını sıcak istemektedir ama ne zaman
geleceği belli olmadığından, her sabah çeşitli aralarla aynı kahvaltı beş kere
sipariş edilmekte, geç kalırsa soğuyan kahvaltılar atılmaktadır veya Harry Potter’ın yeni kitabının çıkmasına birkaç gün kalmıştır bir moda şovu
için Paris’te bulunan Anna, sekreterlerine ‘Kızlarım kitabı arkadaşlarından
önce okumak istiyor, iki tane buldurup özel jetle Paris’e yollayın’ diye emir
verir emri tabii yerine getirilir.
Anna Wintour her sabah 6’ya çeyrek kala kalkıyor, tenis oynuyor, kuaförü ve
makyajcısının yardımıyla hazırlanıyor ve işe gidiyor. Akşamları da 22.00’den
önce yatağa girmek için bir partide 10 dakikadan fazla kalmıyor.
Kim ne derse desin ben Anna Wintour'a bayılıyorummm, Vogue editörü denilince aklıma hep yıllardır aynı saç kesimiyle defileleri en önden mesafeli durusuyla izleyen bu harika kadın gelir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder